Back to the Dawn Review (berkkaykatkk)
Muazzam tasarlanmış bir Hapishane RYO'la karşı karşıyayız bu kez. Öncelikle nerden başlasam diye düşündüm ve Prison Break referanslarından ve esinlenmelerinden başlamak isterim. "Prison Break" dizisiyle aynı anda oyunu ilerleten ben aralarındaki inanılmaz benzeşme sayesinde sanki oyunu daha önce 2 kez bitirmiş gibi hissettim :) Örnek referanslar revirdeki doktor hanım, kağıttan origami, revirdeki mazgala aşındırıcı materyal dökme, hapishane müdürü warden'ın dizideki gibi pasif ve barışçıl olması vb. Dave The Diver'dan sonra uzun bir süredir içerisine yerleştiği mini oyunlarla deneyimi taçlandıracak bir yapım arıyordum ki Back to the Dawn bütün soru işaretlerime cevap niteliğinde çıkageldi. Oyunda klasik olarak bildiğimiz zar atma mekaniği bulunmakla beraber bunun yanı sıra gerçekten iplerin sizin elinizde olduğunuzu hissettiren mekaniği var ki ana para kaynağımız olan günlük işleri yapımcı bize mini oyunlarla sunmuş ki ben bu yönüne gerçekten bayıldım. Beceri ve zamanlamaya dayalı mini oyunları sevmeyenler pek hoşlanmayabilir ancak korkmayın eğer mini oyunu 3 kez başarıyla tamamlarsanız artık sadece tuşuna basarak otomatikleştirebiliyorsunuz tabi ki biraz deneyim ve para kaybıyla beraber. Sadece mutfakta yemek hazırlama mini oyun kısmı bile başlı başına benim için "yok artık bunu da mı yaptınız" şaşkınlığına yol açtı çünkü benim için oyunda en son açtığım kısım mutfak kısmıydı. Başka bir konu olan "aksiyon yaptıkça zaman tüket" mekaniği özellikle oyunun bize sunduğu kısıtlı süre zarfında gerçekten de hamlelerinizi doğru seçmeniz konusunda sizi zorluyor. Ben bunu hem çok mantıklı ve oyuncuyu en iyi şekilde hesap etmeye zorlayan bir yön olarak da bakarken bir yandan da maalesef deneyimi kısıtlayan bir yön olarak bakıyorum. Çünkü eğer bu hapishanede kısıtlı kalacaksam(öyle ya da böyle bitecekse 21 gün içerisinde) sonlara doğru edindiğim herhangi bir eşyayı oyunun devamında doyasıya kullanma fırsatım olmayacağı için bu kısım benim pek hoşuma gitmedi. Bir çok kez yeteneklerim düşmesin diye saat 2'den önce uyudum ki kanalizasyon kısmını ancak sondan bir önce tamamen keşfedebildim. Ancak peşimden kovalayan bir süre olmasaydı yapmak ve erişmek istediğim kısımları daha özgür şekilde gezip ertesi güne bırakabilirdim. Oyunda karakter yetenekleri çok önem arz ediyor(hem karakterimiz hem de diğer NPC'ler için) çünkü herhangi bir eyleme kalkışırken(ister cepçilik, ister ikna etme, ister tehdit vb.) sürekli olarak karşı tarafın ve sizin yetenekleriniz karşılaştırılarak oyun size belli bir şans yüzdesi sunuyor. Hele bir de oyundaki boks ringine atıldığınızda ya da bir sorunu çözmek için mahkumlara saldırıp hücreyi boyladığınızda aradaki farkı oyun iyice yüzünüze vuruyor :D Oyundaki dövüş mekaniği klasik olarak alıştığımız sıra tabanlı ve özel güçler edinerek de dövüştüğümüz bir kısım o yüzden çok da detaya girmeyeceğim. Gerçekten de karakteri geliştirmek ve iyice kaslanıp öyle ringlere atılmak iyi bir fikir olabilir. Karakteri geliştirmek demişken oyunda edinebileceğimiz birçok pasif veya aktif yetenek bulunuyor. Bu yetenekleri karakterlerle bağ kurarak(ilişkinizi 2.kez %100 yaparak geliştirebiliyorsunuz), kitap okuyarak, oyun oynayarak, TV izleyerek veya belirli bir aksiyonu defalarca kez yaparak edinebiliyorsunuz. Bu yönden gündelik aktivitelerin hiçbiri de boşa yapılmış hissettirmediği için oyuncuyu tatmin eder nitelikte olduğunu düşünüyorum. Henüz halen daha erken erişimde olan bir oyun olmasına rağmen içerik yönünden dopdolu ve dengesini iyi oturtmuş bir oyun olarak karşıma çıktı bu güzel yapım. Henüz geliştirme aşamasını %100 tamamlamamış bir oyuna göre alternatif sonların olması da takdire şayan ki belki ilerde daha çok da eklenir. Erken erişimde olması dolayısıyla hala oyuna yeni içerikler ve yeni NPC'ler getirmeye çalışıyorlar. Ayağınıza taş değmesin aslanlar :) Toparlayacak olursak pixel-art, mini oyunlar ve rol yapma oyunlarını seven kitle(cansınız) bu oyunu da bayıla bayıla tüketecektir. Elinize sağlık Metal Head Games <3