Back 4 Blood Review (o1S)
Daha adı bile belli olmamışken Left 4 Dead'in ruhani devamı niteliğinde bir oyun geliştirildiğini ilk duyduğumda takip etmeye başlamıştım, hele bir de üstüne geliştiricilerin de aynı olduğunu öğrendiğimde fena bir bekleyiş içerisine girdim. Derken kapalı alfa ve açık betasını da deneyimleyenler arasına girdim. Bir nevi oyunun bugün itibarıyla çıkışına kadar olan süreçte bende bir parçaydım diyebilirim. Haziran ayından Ekim ayına da ertelenmesinden sonra önceki zaman aralığını da hesaba katarsak uzunca bir bekleyişten sonra işte bugündeyiz, Back 4 Blood çıkışını gerçekleştirdi. Back 4 Blood için asıl heyecan sebebim incelemenin başlarından anladığınız üzere acayip bir Left 4 Dead fanboy olmamdı. Mevcut hesabım üzerinde L4D1 ve 2 için 750 saatin üzerinde oynama sürem ve bu oyunları önce ki farklı farklı hesaplarımla ve de korsan oynamalarımla 11 yaşından beri bir türlü bırakmadan oynamamı katarsak (şuan yaş 22) fanboy olmamı ancak tescilleyebilirim sanırım. Evet temelde Back 4 Blood'ı kütüphaneme ekleten 2021 yapımı yepyeni bir oyun olması, grafikleri vb. değil sadece Left 4 Dead sevgim.
Çok uzun tuttum girişi farkındayım artık oyuna gelmem gerekiyor biliyorum. Back 4 Blood'dan ne umdum ve ne buldum dersem bu biraz göreceli olacak çünkü bu oyunu kafamda 2 farklı şekilde değerlendiriyorum. Birisi Left 4 Dead ile yanyana koyarak diğeri ise koymayarak. Left 4 Dead ile yanyana koyduğumda umduklarımı tam anlamıyla bulduğumu söyleyemem. Eğer Left 4 Dead'den bağımsız olarak düşündüğümde ise Back 4 Blood'dan oldukça memnun kaldığımı ve oynayabileceğimi farkettim. Bu 2 farklı değerlendirmemi biraz açmak istiyorum. Öncelikle Left 4 Dead'i baz aldığımda Back 4 Blood ile ilgili ne düşündüğümden bahsedeyim. Nedense bu 2021 yapımı yeni oyun bana 2008-09 yapımı L4D1ve2'nin karanlık post apokaliptik dediğimiz kıyamet sonrası atmosferini hissettiremedi. Evet öyle bir atmosfer var yok demiyorum, çiçekler böcekler arasında bir haritada ilerlemiyoruz ancak bunun L4D serisinde olduğu kadar yoğun hissettirilemediğini düşünüyorum. L4D serisi bunu o yıllarda bile çok çok güzel hissetttirmiş ve yansıtmıştı ki hala açıp oynadığımda aynı hisler içerisindeyim gerçekten. Oynadığınız haritalarda gerçekten de bir kıyamet atmosferi, bir tahliye edilmişlik, bir terk edilmişlik ve ıssızlık vardı ve bu oldukça doğal duruyordu. Ama Back 4 Blood'da bu atmosfer daha yapay geldi bana. Özel enfektelere değinmek istiyorum. Hepimizin bildiği Hunter, Smoker, Boomer, Tank, Witch gibi özel enfektelerle bile oyunda bir bağ kuruyordunuz :d Komik geldi belki de farkındayım biraz daha açayım daha iyi anlatabileceğim galiba. Boomer gördüğünüzde kafanızda Boomer'ların şehirde ki obez insanlardan dönüşüme uğramış olması ihtimalini düşündürten bir oyundu Left 4 Dead. Smoker için konuşursak sigara içen veya akciğer kanseri insanların dönüşmüş olabilme ihtimalini düşündürtüyordu. Bunlar forumlarda orada burada geçen söylentiler falan olsun olmasın önemli değil oyuncunun aklından bunların geçirtebilen bir oyundu, bir mantığı vardı. Benim için bu önemliydi. Back 4 Blood'ın özel enfektelerine baktığımda sadece özel mutasyonlular diyebiliyorum, herhangi bir salgın öncesi durumla karşılaştıramıyorum ve bağdaştıramıyorum işte anlatmak istediğim bu. Menü arayüzü ve müziklere gelecek olursak yine umduğumu bulmadım. Left 4 Dead'in o arkada aylak aylak hareket eden enfektelerin olduğu canlı ve ürkütücü arayüzü, yine o ürkütücü menü müziği ve güvenli odanın kapısını kapattığınızda çalan o tamamlama müziği, senaryo sonunda kaçışınızı yaptığınız esnada hafiften arkada çalmaya başlayan ve ekran tam karardığında bastırıp başarı hissiyatını sonuna kadar veren bitiş müziğini Back 4 Blood'da bulamadım maalesef. Karakterlere gelecek olursak daha ilk oynama da bile L4D karakterleriyle bir bağ kurabilir iken B4B karakterleri bana sadece bir oyun karakteri geldiler ve ısınabilmiş değilim. L4D karakterleri o kadar klasikleşmiş ve bağ kurulmuş karakterlerdir ki bir çok oyunda onları görebilirsiniz. Nazi Zombie Army, Resident Evil 6, Dead by Daylight(Sadece Bill), Payday(Sadece Bill) gibi gibi. Çeşitli Easter Egg olayından bahsetmiyorum bile. Çok fazla gömdüm bu bölümde farkındayım belki de çok duygusal düşünüyorum :) Ama geliştiricilerin şunu bizlere söylemiş olduğunu da unutmamak lazım: ''Back 4 Blood bir Left 4 Dead devamı değil.''
O halde artık Left 4 Dead'den bağımsız objetif incelememe geçmek istiyorum.
Back 4 Blood'ı sadece Back 4 Blood olarak değerlendirdiğinizde karşınızda oyun boyunca neredeyse asla durmak bilmeyen bir çatışma ve aksiyon içeren, kana ve patlamalara doyduğunuz bir görsel şölen oyunu var. Oyun sizi ciddi anlamda moda sokuyor. Her oyun öncesi özelleştirdiğiniz size belli yetenekler kazandıran kart desteleri ve yine her oyun öncesi sizin aleyhinize karşınıza çıkacak çöküş kartlarıyla beraber daha yoğun bir çatışma ile ilerliyorsunuz. Oldukça stratejik bir kart destesi oluşturduğunuzda resmen bir kıyım makinesi olarak enfeksiyonluları yara yara ilerliyorsunuz. Oyunun durmayan bir tetikte olma hissiyatı var. Oyunda ilerlerken loot konusunda ise artık bul ve kaptan ziyade daha çok topladığınız bakırlarla güvenli odalardan silahlarınız için geliştirme, takımınız için yetenekler, mühimmatlar vb. şeyler alarak devam ediyorsunuz. Başta bir bebek olarak başlıyorken bölümden bölüme bir kıyıcıya dönüştüğünüzü oyun size hissettiriyor. Back 4 Blood içerisinde karakterlerimiz hayatta kalanlar olarak değil temizlikçiler olarak anılıyor. Yani bir salgın olmuş bitmiş, bir zaman döngüsü geçmiş kalan insanlar sığınaklar vs. kurmuş enfeksiyonluları temizliyorlar. Bizde o ekibe dahil temizlikçiler olarak yer alıyoruz.
Grafikler muazzam duruyor, patlamalar vs. harika ve çok canlı, optimizasyon mükemmel, kontroller gayet rahat. Oyunun yeni harita, yeni karakterler ve özel enfektelerle daha iyi olacağına inanıyorum ki zaten 1 yıl içerisinde yeni içerikler gelecekmiş. İlk gün aktif oyuncu sayısı 38K'yı gördü benim için şahsen hiç fena değil. Tek tereddütüm L4D gibi kalıcı bir kemik kitleye sahip olur mu yoksa ölür mü kestiremiyorum. Temennim ölmemesi. Genel manada Back 4 Blood'ı tavsiye ediyorum. Biraz tuzlu bir etikete sahip fakat bunlar için suçlamamız gereken bence onlar değiller bunu bir düşünmeliyiz :)
Türkçe dil desteği içinde ayrıca Turtle Rock Studios'a teşekkür ederim, herkese iyi oyunlar.