Anomaly Agent Review (Emirates)
Anomaly Agent bir oyun firmasının ilk oyunu olarak oldukça başarılı bir oyun. Hatta bu türde ilk sırada olan oyunlarla boy ölçüşebileceğine eminim. Ben Souls-like türünden şahsen nefret ediyorum. Sürekli sürekli ölüp aynı yerleri tekrar etmek benim için zevkli değil. Fakat biliyorum ki bu dönemde oldukça popüler bir tür. Yayıncılar pazarladıkça da popülerleşen anlam veremediğim bir türdür. Oyun bir souls-like olmasına rağmen checkpoint konusunda oldukça bonkör. Birçok boss fightın birkaç fazı ve checkpointi bulunuyor. İlerlenen bölümler ölmeye yakın kaldığım yerlerde bitmek ve yenisi başlamak üzere tasarlanmış. Benim gibi bu türün acemisi ve sevmeyeni oyuncuların dostu bir sistem olmuş. Oyunun son bir iki bölümü ve boss son dövüşü dışında çok tekrarlama ihtiyacı duymadım. Fakat o son dövüş beni bitirdi, Kapüşonsuz Adam ile dövüşmek beni çileden çıkarttı. Diğer bosslara nazaran hem daha zor hem de daha az fazı bulunuyor. Sıradan bir souls-like oyunun dövüşleri kadar zor olmadığını tahmin ediyorum ancak beni yarım saat kadar çileden çıkarmaya yetti açıkçası. Souls-like severlerin hap gibi bir yudumda yutabileceği zevkli bir oyun olmuş.
Ben açıkçası oyunun platform sistemini oynanışından daha çok sevdim. Dövüş kısmı olmadan saatlerce sadece platform bölümlerini oynayabilirim. Gerçekten her bölümde farklılaşan, daha gelişmiş bir platform düzeneği ile devam ediyor oyun. Sadece platform elementleriyle ayrı bir oyun çıkarsalar zevkle oynarım şahsen.
Oyunun atmosfer, diyalog ve hikaye kısmı da bu tarz bir oyun için üst seviye olmuş. Özellikle diyaloglar benim çok hoşuma gitti. Sürekli olarak göndermeler ve oyun yapımında gördüğümüz gariplikler ile ilgili espriler yapılmış. Yani neyi yaptıklarını çok iyi bildiklerini diyaloglara da espri ile yansıtmışlar. Her ne kadar Türk yapımı olduğunu belli eden bir atmosfer ve karakter dizaynı olmasa da karakterlerin konuşmalarında hafif bir Türk ağzı sezdiğimi ve bundan keyif aldığımı söyleyebilirim.
Atmosfer her ne kadar kendini çok eşsiz hissettirmese de hikayeye gayet uygun tasarlanmış. Bölüm tasarımları da bir o kadar atmosferin değerini yükseltmiş.
Oyunun ana senaryosunu bitirdikten sonra sonsuz modunu oynamadım, onun hakkında bir bilgi veremeyeceğim. Fakat merak edenler için, oyunun bir sonsuz modunun bulunduğunu söyleyebilirim.
Oyun belki daha uzun bir senaryoya sahip olsaydı çok daha etkili olabilirdi. Hikaye aceleye getirilmiş gibi hissettirmiyor, tam saatine oturtulmuş bir hikayesi var. Ancak hikayeyi daha da uzatıp, oyunu daha uzun süreli yapsalarmış iyi olabilirmiş. 5 saat oynanış süresi gerçekten çok kısa. Tamam pahalı bir oyun değil, parasını 5 saatlik oynanışla bile hak ediyor fakat eldeki hikaye ve oynanışın bir potansiyeli varken de bu kadar kısa yapmak nedendir anlamak pek mümkün değil. Yine de oyunun her bir noktası ve dakikasından, oyunun başında gerçekten oyunlardan anlayan biri olduğu oldukça belli oluyor. Enis Kirazoğlu gerçekten oyuncuların içinden biri olduğunu bu oyunla tekrar kanıtlamış oldu.
Oyun hakkında söylenebilecek çok da bir şey yok. Tabiri caizse "kısa ve öz" bir oyun olmuş. Benim gibi Souls-like türü ile çok samimi değilseniz bile zevkle oynayabileceğiniz bir oyun. Devamını dört gözle bekliyoruz :).
~Emirates