logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Amnesia: The Bunker

Thursday, December 21, 2023 6:34:34 PM

Amnesia: The Bunker Review (Rosaryn)

The Dark Descent oynayanlar bilir, oyunun yaptığı en iyi şey, diken üstünde olma ve keşif hissini tatmin etme isteğini bir arada yaşatmasıdır. Evet, o koridora girmek elbette gecelik kabus kotanızı dolduracak ama kalenin o kısmı da mutlaka görülmeli, hikayeyi örümcek titizliğinde ören notlar bir bir okunmalı, oyunun o tüm karanlık gizemi eziyetle keyfin birleştiği bir frekansta yavaş yavaş aralanmalıdır o oyunda. Dark Descent'in tüm diğer iyi yönlerini, eşsiz senaryo kurgusunu, Brennenburg'un zifiri karanlık ve havasız koridorlarını, gerçekten iyi yapmadığınız takdirde canınıza okuyan kaynak yönetimini vesaire dışarıda tutarsak, Amnesia'nın (bence) alametifarikası budur, bir Amnesia oyunu bunu iyi yaptığı ölçüde iyidir ve Amnesia The Bunker ise bunu iyiden öte, harika yapıyor.
Örneğin hayranlarla pek yıldızı barışmayan Machine for Pigs'te bu yoktu, eşsiz bir sanat tasarımı ve harika bir hikayenin yanında ne yeterince diken üstündelik ne de oyuncuyu yeterince keşfetmeye yöneltme vardı. Rebirth ise Amnesia'yı adventure'a yaklaştıran bir oyundu, deneyseldi (elbette Amnesia oyunları için), kendine has mekanikleri vardı, keşif hissi tatmin ediciydi ama oynarken yeterince diken üstünde miydik, doğrusunu söylemek gerekirse kocaman bir hayır. Frictional Games Rebirth'i piyasaya sürerken sanki şunu unutmuş gibiydi: Amnesia ortamları dehşet verici olmalı, büyüleyici değil. Bunker'in ortamları ise olabildiğine basık, rutubetli, ruhunuzu içten içe "buradan çıkmak istiyorum!" diye çığlıklar attıran türden. Her yerde sağa sola dağılmış cesetler, sınırlı yakıt yüzünden yeterince aydınlanamayan koridorlar (evet kaynak yönetimi geri geldi!) bu sığınağı büyüleyici olmaktan çok ama çok uzak bir yere koyuyor.
Kaynak yönetimi demişken küçük bir paragraf açmayı zaruri görüyorum, Dark Descent'teki kibrit ihtiyacı kadar agresif değil ama çok daha çeşitli. Oyun bir engeli geçmek için birden fazla yol sunmakta, örneğin bir kapı bombayla patlatılabilir, farelerden kurtulmak için meşale üretilebilir vesaire gibi ki, bu da oyunu daha immersive bir çizgiye taşıdığı için bence çok olumlu. (Immersive Sim yaşama ve yaşatma derneğinden selamlar!)
Oyunun en can alıcı tarafını ise elbette sona bıraktım: Beast. Dark Descent'teki Beast anlarının, Beast'in gelemediği güvenli alanların aksine bu oyundaki Beast dehşetinden güvende olmak için ranza altlarının, dolapların gediklisi olmanın bile huzur bulmaya yetmeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Beast dehşeti oyunun başından sonuna dek ensenizde olacak ve bununla başa çıkmak için ranza altlarını, masa altlarını doğal yaşam alanı haline getirmek zorundasınız. Bu bakımdan oyun Alien: Isolation ile çok benzer, ama Isolation'da Xenomorph'suz dakikalarınız var, bunda YOK. Evet, bir saniye bile.
SONUÇ
Nihayet Dark Descent'ten aşina olduğumuz o Amnesia deneyimi geri gelmiş. Alien: Isolation'la benzer ama daha kompleks bir gerilim deneyimi. Korku severler! Sakın pas geçmeyin, bu sizin oyununuz!