A Plague Tale: Innocence Review (UstadPopcorn)
Bu cümlelerimi yazarken sinirden ekranı yumrukluyorum ve oyun kumandasını kemiriyorum. Oyun sonlarına geldikçe absürt bi şekilde amatörce hazırlanılmış düşmanlar, harita ve zorluk var. Sinirlenmemin sebebi ise tüm oyun boyunca basit ve easy challengelar verip bir anda oyunu imkansız (10.denemede geçebileceğiniz) zorluğa çekmeleri. Chapter 16'dayım ve yarıda bırakarak oyunu burada noktalıyorum.
Objektik bir şekilde incelemek için biraz ara vereceğim şimdi.
Oyuna devam ettim küfrederek ve bitirdim. Boss dövüşü yine nazaran daha iyidi ve kolaydı. Klasik bir Boss dövüşü, ekstra yükseldiğim bir durum olmadı.
Oyun en başından beri hikayesiyle merak ettiriyor. Başlangıçtaki ilk 1 saati geçtikten sonra yavaştan sıkılmaya başlamıştım ama asıl hikayenin olayı başladı. Sonrasında zaten başımız dertten kurtulmuyor.
Oyundaki en güzel kurgu başlangıçta bilinmezlik ve korkuyla devam ederken sonrasında güç ve özgüvenle birlikte geri saldırmaya başlamamızdı.
Grafikler gördüğünüz gibi zaten çok başarılı ve iyi hissettiriyor atmosferiyle (fareler dışında)
Oyunda ilerlerken daha çok sinematik izliyormuşum gibi gelmişti, arada çok basit bulmacaları çöz sonra 5 dk yine sinematik izle diye devam ediyordu. Belki de sinirlenme sebebim de budur. Tüm oyun boyunca sinematik izledik ve çok az aksiyona dahil olduk (aksiyonlar da çok basit kontrollerle gerçekleşiyordu). Sonrasında ne olduysa son Chapter'da oldu.
Gelelim eksi/artı tablosuna
Artıları:
- Güzel bir hikaye
- Eğlenceli diyaloglar ve karakterler
- Grafikler
- Harita ve Level tasarımlarının anlaşılabilirliği
- Sürükleyicilik
Eksileri:
- Kolay oynanabilirliği alıştırıp sonda Insane bir hale bürünmesi
- Bazen tekrar eden ve gereksiz puzzlelar. Puzzle koyacağına sinematik koy oraya
- Bazı sinematik animasyonları çok duyguyu yansıtmıyor. Kritik şeyler oluyor ama çok basit kalan yerler var.
Özetle iyi ki oynadım dedirten bir oyun olmadı benim için ama oynadık artık yani güzel vakit geçti.
7/10