A Plague Tale: Innocence Review (eraymalifalitiko)
Oyunu çok uzun zamandır oynamak istiyordum, ilgimi çektiği kadar varmış ve iyi ki de ilgimi çekmeyi başarmış. Daha açılış bölümünden görselliği ile beni aşırı etkiledi. Bahsettiğim şey sadece oyunun grafikleri değil; ortamların tasarımı, ışıklandırma, atmosfer ve gerçekçiliği de aynı zamanda. Oyundan o kadar çok ekran görüntüsü aldım ki neredeyse her bölümden alınmış en az birkaç ekran görüntüsü muhakkak vardır.
Ana karakterler çocuk oldukları için konuşmaları, hareketleri ve davranışları da yeterince gerçekçi şekilde yansıtılmış. Abla-kardeş arasındaki ilişki de bir nebze soğuk başlayıp gittikçe yakınlaşan, güzel bir bağa dönüşüyor. Sebepleri de hikayede basit bir şekilde daha en baştan belirtiliyor zaten. Hem Amicia hem de Hugo çok sevdiğim karakterler oldu. Amicia zarifliğine rağmen acımasız, Hugo ise masum olduğu kadar tehlikeli. Bu tarz tezatlıkları iyi işleyebilmek büyük başarı. İkisi de yaşadıkları şeyleri oyunlaştırarak, bazen gördüklerini bir şeylere benzetip bazen de karmaşanın içinde koşturarak çocuk olduklarını fazlasıyla belli ediyorlar. Hikayenin en çekici yanlarından biri de bu bence. İçimizdeki çocuğa hitap edebiliyor.
Hikayedeki bazı plot twistler tahmin edilebilir olsa da sonunu merak ettirmeyi başarıyor. Hatta oyunun en başarılı yönü de bu bence, bir sonraki adımı merak ettirerek heyecanı ve ilgiyi koruması. Hikaye anlatıcılığı elinizden düşüremeyeceğiniz bir roman tadında.
Gameplay çok basit, oyun yürüme simülatörü sayılabilecek kadar az mekaniğe sahip (yürüme simülatörlerine bayılırım çünkü hikaye anlatımı konusunda müthiş derecede zengin oluyorlar.). Oyunun tek kötü diyebileceğim yanı düşman yapay zekasının kötü oluşu. Bir asker sizi gördüğünde arkasında bulunduğunuz bir engelin etrafında dolaşırsanız sizi bulamayacak kadar ahmaklar. Yine de bunu anlayabiliyorum çünkü oyunun amacı bu değil, bir Splinter Cell ya da Hitman oynamıyoruz. Oyunun amacı hikayesini anlatabilmek ve sizi hikayesi içinde devamlı ilerletmek. Daha zor olsaydı eminim daha çok mekaniğe ihtiyaç duyardı ve bu da amacından ve hikayeden uzaklaştırırdı.
Yaptıkları işin bir tutku projesi olduğu çok açık. Şu günlerde oynadığım ikinci oyun da aynı şekilde çizgisini hiç bozmadan ve hatta üzerine katarak ilerliyor. Yayıncının ve yapımcının bu tarz işlere devam etmesini, diğer firmaların da örnek almasını, bu tarz işlerin çoğalmasını dilerim. Müthiş bir deneyimdi.