izigame.me

A Plague Tale: Innocence oyununu 17 saatte bitirdim ve fikirlerimi paylaşacağım.
1. HİKAYE
--> Bu oyunun kötü olduğunu pek çok mecradan duymuş biri olarak bunlara aldırış etmeden oyunu oynadım ve söylemeliyim ki bazen başka mecraları hatta en çok güvendiğiniz mecraları bile dinlememeniz gerekiyor. Çünkü karşınızda bir oyun var ve oyunun hikayesi, oynanışı, teması vs. oyunu oyun yapan bu zevkler kişiden kişiye değişiyor.
--> Oyunun hikayesi beni oyunda tutan en iyi etkendi. Evet oyun dediğin iyi bir oynanışa sahip olmalı ki oyun olsun -ki bu oyunun oynanışı gayet iyi- ancak hikaye de oyunu ayakta tutan çok önemli bir etken benim için.
--> Oyun hikaye anlamında beni oldukça tatmin etti ve saatlerce başında tutabildi. Hikayenin geçtiği ortaçağ teması, enginizasyonlar, vahşi ve karanlık atmosfer hikayeyi baya güçlü tuttu. Spoiler veremediğimden sadece şunları söyleyebilirim: Eğer kendinizi kasvetli ve merak uyandıran bir hikayeye kaptırmak istiyorsanız bunu oyunu oynamalısınız. Oyunun görüntülerine bakarak hikayenin nasıl tonlarda işlendiğini az çok anlarsınız ve ilgi duyup duymadığınıza karar verebilirsiniz.
2. OYNANIŞ
--> Oynanış pek çok kişinin kötülediği gibi berbat, oynanılamayacak derecede kötü değil bence. Ortalamanın bir tık üstünde diyebilirim. Oyuna bir sapanla başlıyor ve belirli simya maddeleriyle oynanışı çeşitlendiriyoruz. Oyun linner akmasına rağmen farklı stratejilerle düşmanlarla savaşabiliyoruz. Çeşitlilik oyuna aşama aşama geliyor ve bu da uzun vadede oyuncuyu sıkmıyor.
--> Oyunda geliştirebildiğimiz yetenekler mevcut ve bu yetenekleri çevreden topladığımız belirli simya malzemeleri ile açıyoruz. Yetenek bazında oyun pek elimizden tutmuyor ama oyunun oynanış kapasitesini ele aldığımızda yeterli denilebilir.
--> Oynanışın elbette daha çeşitli olmasını isterdim. Elbette yeterli değil ama ben baya uzun uzun 17 saatte oynamama rağmen beni oyunun başında tutabildi. İkinci oyunda nasıl geliştirmeler yapılmıştır bilmiyorum ancak sabırsızlıkla denemek istiyorum.

3. TEMA
--> Tema tam istediğim gibi. 1300 lü yıllar, karanlık bir ortaçağ, farelerle ve enginizasyon muhafızları ile dolu mekanlar, yeri geliyor iç açıcı kale manzaraları, ormanlar ve kasabalar. Yani bu tema gayet hoşuma gidiyor ve hoş grafiklerle birleşince ortaya tablo gibi görüntüler çıkıyor. Grafikler ve animasyonlar bence gayet yeterli.
--> Oyunun benim gözümde eksisi yapay zekanın berbat olması. Oyun bol bol gizlilik yaptırıyor ancak yapay zeka gerçekten çok kötü ancak ben bunlara aldırış etmedim. Gizliliğin uyumlu olduğu mekanlarda bol bol düşman öldürdüm veya saklandım. Bu benim için çok da büyük bir problem sayılmaz.

4. BAŞARIMLAR
--> Oyunun 35 başarımının hepsini tek bir oynanışta steam rehberinden destek alarak kazandım. Bu yönden beni gayet tatmin etti. Yetenek geliştirmelerindeki başarımlar beni biraz strese soksa da kaynakları çok harcalamadan sapan ve ekipman geliştirmelerinizi fulleyerek en kritik başarımları kolaylıkla alabilirsiniz. Kaynak kontrolü çok kritik değil ama fazla malzeme isteyen craftlara çok bulaşmadan sapan ve ekipman başarımlarını alıp öyle craft yapmanızı tavsiye ederim. Onun dışındaki başarımlar çevreden topladığımız malzemeleri elde ederek aldığımız başarımlar ki bunları kaçırsanız bile aynı bölümü tekrar oynayarak rahatlıkla alabilirsiniz ilerlemeniz pek de sorun teşkil etmiyor.
--> Oyunun 17 saat gibi uzun bir süreyle bitmesi bu başarımlarla uğraşmamdan ötürüdür yoksa çok çok daha kısa sürede bitirilebilir.

5. MÜZİKLER
--> Oyunun müzikleri atmosferle çok çok uyumlu ve savaş anlarında, kaçış sekanslarında aksiyon dozajını yeterince veriyor. Duygusal anlarda keza insanı yumuşatıyor. Gayet memnun kaldım.

SONUÇ OLARAK: Ortaçağda geçen, kaçış sekansları ve gerilim dolu anlar yaşayıp ilginç bir hikayeye tanık olmak isterseniz bu oyunu tavsiye ederim. Ben gayet beğendim ve ikinci oyuna geçmek için sabırsızlanıyorum.