1979 Revolution: Black Friday Review (oousan)
“Devrim kendi evlatlarını yer” -Georges Jacques Danton
Oyun 19 bölümden oluşmaktadır, bu bölümlerin bir kısmı 1978 Tahran’ında, bir kısmı da 1980’de Evin Hapishanesi’ndeki sorgu odasında geçmektedir ki oyun da 1980’de başlayıp Rıza’nın tutuklanıp sorguda anlattıklarını konu almaktadır. Esasında oyunumuz Devrim zamanındaki gerçek kişi ve olayları ele almaktadır.
Hikaye-Karakterler-Olay Örgüsü
Rıza Şirazi oyunumuzun ana karakteridir, Almanya’da foto muhabirlik yapmakta ve Şah Rıza Pehlevi rejiminin dışarıya servis etmediği olayları fotoğraflayıp dünya basınına sunuyordu. İran’da tansiyon yükselince ülkesine dönmeye ve olanları fotoğraflamayı amaçlar. Evet oyunda bir foto muhabiriz, bir direniş savaşçısını oynamayacağız. Oyun içindeki seçimlerimiz bizi Şah’a karşı yapılan ayaklanmaya bir taraftar yapabilmekle beraber yurt dışından gelen apolitik bir foto muhabir olarak da kalabiliyoruz.
Tahran’da bizi evin kalfası Babek karşılar ve içeride yaşananlar hakkında bilgi verir. Çatıdan büyük protestoyu fotoğraflamaya başlarız. Ardından Babek’in yakın olduğu bir direniş örgütünün protestosunu dinlemek için aşağı ineriz ve yol boyunca fotoğraf çekmeye devam ederiz. Protestoyu sözcü Bibi başlatır ve başkanları Abbas devam ettirir. Protestoyu dinlerken Rıza’nın uzun zamandır görmediği kuzeni Ali çıkagelir, Ali Taliban’dan ayrılıp Abbas’ın direniş grubuna katılmıştır. Biz hasret giderirken askerler protestoyu durdurmaya gelir, burada oyun bize seçme şansı veriyor; Ali’nin isteği üzerine askerlere taş atmak veya Babek’in isteği üzerine atmamak. Buradaki kararımız devrim hakkındaki görüşümüzü şekillendirir. Taşı atmamayı seçsek bile protesto sakin kalmaz, gruptan birisi askerlere Molotof kokteyli atınca asker de halka ateş açar. Herkes kaçışırken olayları fotoğraflamaya devam ederiz; Şah’ın ajanlarını ve protestoculara pasif destek verip en azından ateş etmeyen askerleri de görürüz. Çıkan arbedede Abbas bıçaklanır ve onu kurtarırız. Ardından grubun merkez olarak kullandığı sinemaya gideriz ki bütün sinemalar, Şah’ın polis gücü SAVAK’ın Sinema Rex’i kundaklayıp yüzlerce kişiyi öldürmesi sonucu kapatılmıştı.
Sinemada Devrim sürecindeki farklı grupları görürüz; İslamcıları ve Komünistleri. Burada Jale Meydanı’nda yapılacak protestodan önce kimliğimizi değiştirebilir veya hoca ile de konuşabiliriz. Sinemaya geldiğimizde çektiğimiz fotoğrafları gazetede basılması için hazırlarız ve Abbas ile konuşuruz, bize ihanete uğradığını ve haini bulmamız gerektiğini söyler. Sinemada da bu tartışılırken askerler sinemayı basar ve kaçarken Abbas bize hainin kim olduğunu sorar. Fotoğraftan kimin olduğu net anlaşılmadığı için oyun bize 7 kişiden birini seçmemizi daha doğrusu suçu üstüne yıkmamızı söyler. Sinemadan kaçtıktan sonra eve dönerken polis bizi çevirir ve kameramıza el koyar. Bizi götürecekken SAVAK mensubu abimiz Hüseyin gelip bizi tanıdığını söyleyip eve bırakmak için alır. Eve gittiğimizde anne ve babamız ile akşam yemeği yerken bugün olanlar hakkında konuşuruz. Hüseyin’e karşı olan tutumumuz oyunun sonunu etkileyeceğinden ya suyuna gitmek ya da ona karşı sivrilmek seçenekler arasındadır. Ali evi arar ve yarın protestoya gelmesini söyler. Ali’nin aradığını duyan Hüseyin ve anne sinirlenir ve bir öğüt konuşmasından sonra Hüseyin evden ayrılır. Babamız kameramıza el konduğu için bize kendi kamerasını alabileceğimizi söyler. Burada kamerayı alırken evdeki nesneler ile etkileşime girerek de Hüseyin’e karşı olan tavrımızı yumuşatabiliriz.
Sonraki gün Meydan’daki protestoda Şah sıkıyönetim ilan eder ve askerler halka ateş açar. Protestoyu Ali başlattığı için ilk o vurulur ama ateşin arasından sıyrılıp Ali’yi de Abbas gibi kurtarırız ki Hüseyin de oradadır. İkisi de birbirine silah doğrultur ama seçimimiz doğrultusunda birinden birini ikna etmeye çalışırken askerler üstümüze ateş açar. Burada ya Ali’yi ya da Hüseyin’i kurtarabiliyoruz ki bu da hikayenin sonunu etkiliyor. Seçeceğimiz kişi bizi kurtarıyor ama Babek çok ağır yaralanıyor, ona müdahale etsek de kurtaramıyoruz. Babek’in naaşına kimliğini bırakabileceğimiz gibi oyundaki seçimlerimiz doğrultusunda Mevlana’dan bir şiir veya oyunun başında bize vermeye çalıştığı kaseti bırakabiliyoruz. Kasetler devlet adamlarının gizlice yaptığı görüşmelerdi ve halka kadar inmişti.
Oyunun Tahran’daki kısmı burada biterken Evin’deki sorgumuz ile devam ediyor ama sorgunun başından başlamakta fayda var. Oyunda bizi sorgulamaya Esedullah Laciverdi adında Şah karşıtı ama Humeyni yanlısı birisi gelir. Sorgu öncesi dayağı saymazsak başlangıçta bize iyi davranır hatta çay bile ikram eder, çayı reddedersek bize bakış açısı değişmeye başlıyor. Sorgu ilerledikçe kendisin Devrim sonrası Hacı Ağa lakabını kullandığı ve Şah’ın adamlarının ona türlü işkenceler yaptığından bahseder. kendisine Hacı Ağa denmesinde ısrar ettiği zaman susmakta ısrar edersek oyundaki seçimimiz bizi öldürüyor Bizim fotoğraflarımızın İran’ın geleceği için tehlikeli olduğunu ve bir yerden sonra mensubu olduğumuz direniş örgütünün yaptıkları hakkında sorgulamaya başlar. Sorgular esnasında direnebilir veya ifade verir gibi anlatmayı seçebilirsiniz ama oyun, yaşanmış olayları ele aldığından pek değişim olmuyor. Sorgunun bir yerinden sonra kardeşimiz Hüseyin bizim daha çabuk konuşmamız için getiriliyor. Bundan sonra Hacı Ağa’nın dikine gittikçe Hüseyin’e işkence etmeye başlıyor. Oyunun son bölümündeki sorguda ise Hacı Ağa bombalı saldırı düzenleyen Bibi’nin yerini öğrenmek için bizi sıkıştırıyor. Eğer Hüseyin ile aramız kötü olmuşsa Hüseyin’in aslında halen devlet için çalıştığını anlıyoruz. Eğer Ali’yi Hüseyin’e tercih etmişsek sorguya Hacı Ağa değil Hüseyin devam ediyor. Eğer Hacı Ağa’ya zorluk çıkartmış ama Hüseyin ile aramızı iyi tutmuşsak Hacı Ağa eski SAVAK mensubunu orada infaz ediyor.
Oyunun Mekanikleri
Gerçek bir hikayenin yansıtıldığı oyunumuz oynayış mekanikleri açısından ortalamanın üstünde değildir. Oyunda point&click sistemi yerine WASD ile karakteri yönlendirme tercih edilmiş. Oyunun ana konusu olan fotoğrafçılık, kamerayı istediğimiz anda çıkarıp fotoğraflamak üzerine değil, fotoğraf çektiğimiz bölümler veya hareket halindeyken ekranın altında beliren kamera ile belirli dar açıları fotoğraflayabildiğimiz bir mekanik. Çektiğimiz fotoğraf sonrası oyun bize gerçekte çekilmiş tarihi fotoğrafı da gösterip açıklamada bulunuyor. Nesnelerle etkileşim bir nesneyi alabilmek veya alıp taşıyabilmek şeklinde değil. Hareket halindeyken ekranda bir kare beliriyor ve nesneye yakınlaşıyoruz. Alınabilecek bir şey ise üstünde bir daire beliriyor zaten. Oyunumuzun hikayesi seçim odaklı olduğundan nesneler ile “etkileşimimiz” ve kimi etkileşimlerde bize sunulan seçenekler arasından yaptığımız tercih oyundaki kişiliğimizi etkiliyor. Hikaye içerisindeki diyaloglarda da bize seçim şansı sunuluyor ve bu seçimlerimiz, karşımızdaki karakterin bize karşı davranışını değiştirdiği gibi bizim karakterimizi ve hikayenin gidişatını da değiştirebiliyor. Seçenekler genelde 5 saniye içinde seçmemiz gereken 2-3 sözcüklük şıklar şeklinde ve seçtiğimiz zaman uygun diyalog gerçekleşmektedir. 5 saniye içinde yanıt vermezsek oyun rastgele bir tanesini seçiyor. Kimi diyaloglarda susma hakkımız da var. Böyle durumlarsa seçim yapmadığımız zaman da susmuş sayılıyoruz, susmamız da aynı şekilde konuşmalarımız gibi etkilidir.
Oyunun sonunda seçimlerimizin oluşturduğu bir tablo çıkıyor; Devrime karşı bakışımız, Protestoda taşı fırlatıp fırlatmadığımız, Abbas’ı bıçaklayan olarak kimi seçtiğimiz, Sorgu sırasında işbirlikçi mi muhalif mi olduğumuz ve Ali’yi mi Hüseyin’i mi seçtiğimiz.
Oyunu beğendim, 2 saatte bitti ama Devrim'in ortasında kalan bir gazetecinin başından geçenler başarıyla aktarılmış.