Sabotage Stüdyoyu The Messenger oyunu ile tanımıştım ve oyuna bayılmıştım. Çok orjinal ve eğlenceli bir yapımdı bundan dolayı Sea of Stars'ı da radarıma almıştım. Bu tarz turn-based rpg'ler ile çok aram olmadığı için kendimde başlama motivasyonunu bulmakta zorlandım ancak başladıktan sonra da başından kalkması çok zor geldi. Oyunun çizimlerine, müziklerine ve hikayesine bayıldım. Düşmanlar olsun, bosslar olsun, mekanlar olsun, npcler olsun hepsi çeşit çeşitti. Kombat ise bir sen vurdun bir ben vurdum şeklinde değildi oyuncuyu oyunda tutabilmek için hem quick time eventlerle donatılmıştı hem de taktikseldi. Bu saldırı daha çok vuruyor o yüzden bunu kullanayım basitliğinde değildi. daha çok elindeki karakterlerle kombolar yapmanı ve düşmanın saldırılarını bozmanı isteyen bir kombat tasarlamış Sabotage Stüdyo. O yüzden küçük çapta bir satranç oynuyormuş gibi hissediyorsunuz ve kombata 2 3 hamlenizi planlayarak başlıyorsunuz. Tabii ki pratik kazanınca biraz ezbere biniyor ve uzun süresinden dolayı yer yer sıkılmış hissedebiliyorsunuz ama o kadar da olsun artık. Neticesinde dolu dolu bir 30 saat geçirmek istiyorsanız bu oyunu şiddetle tavsiye ederim verdiğim her kuruşa ve saate değen bir oyun oldu.
Devamını oku...