izigame.me

Dead Island serisi ile nasıl bir bağımın olduğunu Riptide incelemesinde anlatmıştım. Benim için ilk oyunun yeri çok ayrıdır, Riptide da ortalama üstü bir oyun olsa da gayet eğlenmiştim. Sene 2014 ortaokul son sınıfım hatta liseye geçiş senem olması lazım. Yaz günü internete harika bir trailer düşmüştü. Evet Dead Island 2 trailerı ve ben ilk oyunun trailerına da bayılan birisi olarak hayran kalmıştım. Güneşli ve parlak Venice sahilinde spor yapan bir adamın yavaş yavaş zombileştiğini izliyoruz. Konsept harika ve kendisini çok iyi ifade ediyor. Tabii beklentim fazlasıyla yükselmişti, o dönem ve sonraki birkaç sene en çok beklediğim şeydi. Fakat gel zaman git zaman oyun bir türlü çıkmak bilmedi. En az 2 3 stüdyo değiştirdi, birkaç kere konsept değişti oyunu baştan yaptılar ve en son Deep Silver oyunun ölmediğini hatta Dambuster Studios'un üzerinde çalıştığını açıkladı. Tabii o kadar sene sonra bende oyuna dair en ufak bir heves kalmamıştı ki çıktığını bile birkaç ay sonra öğrendim.
Oyunu yeni bitirebildim ve beğendim diyebilirim. Ama şöyle bir durum var ki oyun özellikle birkaç açıdan acele getirilmiş hissettirdi. Dead Island oyunlarının hikayesel bir başyapıt olmadıkları aşikar, oldukça klişe ve uyduruk senaryoları var. Bu klişe ve uydurukluk üç oyundur devam ediyor. O yüzden hikayesi konusunda yorum yapamam ama şunu da söylemek istiyorum oyunun sonu çok saçma ve ani bitiyor. Muhtemelen DLC için böyle bir şey yapılmış ama hikayenin climax noktasında birden pat diye bitirmek mantıklı gelmiyor sonunu gerçekten beğenmedim onun dışında hikayesi vasat. Oyunun asıl kotardığı nokta oynanış. Gore ve vücut parçalanma mekanikleri olarak daha iyi oyun yoktur eminim sadece bu noktası bile 30 saat oynatmaya yetti. Önceki oyunlardan aşırı farklı bir mekanik eklemesi görmedim evet daha akıcı hantallık gitmiş diyebilirim ama aşırı bir fark hissetmedim. En büyük yenilik Fury ve skill kartları diyebilirim, bir diğeri de silah modlama şema yelpazesinin genişlemesi. Bunlar dışında hala aynı mekanikler. Oynanış açısından çevre etkileşimi artmış, oyuna farklı bir boyut kazandırmış diyebilirim. Özellikle sıvı fizikleri ve mekanikleri çok başarılı. Benzin, kimyasal asit ve su gibi zombileri binbir farklı şekilde katledebiliyoruz. Çevre demişken oyunun Los Angeles/Kaliforniya'ya taşınması konsepte çok yakışmış. Dead Island oyunlarına böyle ışıltılı bölgeler daha çok gidiyor. Ama şunu da söylemem gerek bölge olarak Los Angeles seçip bu kadar az ve kısır Hollywood göndermesi içermesi biraz üzdü. Mizah yönünün daha güçlü olmasını beklerdim. Bu açıdan da aceleye geldiği hissediliyor. Önceki oyunlar gibi birden fazla parçaya bölünmüş haritalar var ve açıkçası bu tercihi beğeniyorum. Anahtar sistemi gelmiş, farklı haritalarda farklı yerlere dağılmış sandıklar ve kasalar var ama anahtarlarını bulmak bazen işkence olabiliyor veya alakasız bir yerde bulabiliyorsunuz. Bazılarını internete bakmadan bulmak imkansız gibi bir şey. Silah çeşitliliği gayet iyi ve yakın dövüş silahlarının vuruşları tok hissettiriyor. Önceki oyunlarda olan araba mekaniği kaldırılmış iyi ki de kaldırılmış rezaletti gerçekten ve çok dandik hissettiriyordu. Onun haricinde görsellik ve zombi tasarımları gerçekten çok iyi, haklarını yiyemem.
Oyun eğlenceli verdiğiniz paranın hakkını çıkarır. Fakat hikaye ve derinlik beklememek gerek. Oldukça tek düze bir oyun oynanış açısından tavsiye ederim. Ek olarak müzikleri çok iyi.

DYING LIGHT 2 mi yoksa DEAD ISLAND 2 mi ?
Lafı çok kısa keserek aslında bu incelememde büyük bir farkındalık yaratacağım. Yıllar sonra gelen Dead Island 2 ye başladığımda farkettiğim bir şeyden bahsetmek istiyorum. Yıllar önce Dead Island 1 severek oynamıştım. Fakat üzerinden yıllar geçti ve karşımıza yeni bir oyun olan Dying LIGHT çıkmıştı. Bizde bu iki oyunu açık dünyası oynanışı teması dolayısıyla karşılaştırdık. Fakat yeni çıkan Dead Island 2 oynadığımda farkettim ki aslında iki oyun da bambaşka türde olan oyunlar. Şöyle ki;
Dying Light evrenine bakarsanız zombi salgını üzerinden yıllar geçmiş, hükümet - devlet çökmüş, dünya tamamen yok olmuş vaziyette. Fakat Dead Island bize unutulan bir şeyi vaat ediyor. Henüz ne olduğu bilinmeyen, insanların daha anlamlandıramadığı, salgında yaşadıkları korku ve hayatta kalma güdüsünü bize çok net veriyor oyun. Yani salgın biz oyuna başladığımız andan itibaren başlıyor. İnanılmaz bir his değil mi ? Özellikle son 4-5 yıldır belki daha fazla bir süre boyunca piyasada bulunan oyunların hemen hemen hepsi var olan kurulu zombi düzeninin içerisinde başlatıyor bizi. Uzun bir süre düşündüm fakat yakın zamanda bana bu hissi yaşatan bir oyun daha olmadı. Bakın hikayesinden bahsetmiyorum. Oyundaki gerçeklik ve açık dünyanın henüz yaşanabilir bir yer olması durumundan bahsediyorum. Dönün bakın Dying Light oyunlarına. İlki yine oynanabilir bir açık dünyası olsa da serinin 2. oyunu gerçek anlamda fantazi ve renkli, gerçeklikten uzak bir dünyaya sahip. Çok azınlıkta kalan insan türünü çatılarda hayatta yaşatmaya çalışıyoruz. Dünyada kurulabilecek en ufak medeniyet kalmamış. Olan olmuş biten bitmiş misali. Fakat Dead Island 2 de henüz yeni olaylar başlıyor. Daha günümüze yakın henüz herşey normal. Bu his gerçekten çok muhteşem. Bu duyguyu en son Dead Island 1 de yıllar önce plajda koşarken yaşamıştım bi de şimdi. Gerçek anlamda kesinlikle tavsiye edebileceğim bir oyun. Yani aslında işin çok detayına girmeden sadece tema anlamında inceledim.
Aslında bu yazı bir inceleme bile sayılmaz fakat kısaca Zombi salgını olduktan sonraki alışılmış dünyayı mı istiyorsunuz yoksa henüz yeni yayılmakta olan olayların seninle birlikte cereyan ettiği bir açık dünyada mı bulunmak istiyorsunuz buna karar vermeniz sizin oyun zevkinizi arttıracaktır. Ben şahsen günümüze daha yakın olan zombi istilasını daha çok seviyorum.

Dead Island 2: İnceleme
Dead Island 2, zombi hayatta kalma türünün popüler oyunlarından biridir. İlk oyun ve Riptide’ın ardından gelen bu devam oyunu, seriyi daha parlak grafikler, geliştirilmiş mekanikler ve Hollywood tarzı mizahi bir anlatımla bir üst seviyeye taşıyor. Zombi teması, güzel Los Angeles manzaraları ve eğlenceli dövüş sistemleriyle birleştirilerek oyunculara kaotik bir hayatta kalma deneyimi sunuyor. İşte oyunun detaylı incelemesi:
Hikaye
Basit Ama Eğlenceli Bir Anlatı
Dead Island 2’nin hikayesi derinlikten çok eğlenceye odaklanıyor. Kendinizi zombi virüsü ile enfekte olmuş ama bağışıklık geliştirmiş biri olarak buluyorsunuz. Bu durum, sizi bir nevi kahraman haline getiriyor.
Hikaye ilerledikçe, virüsün ardındaki gizemi çözmeye çalışırken, çılgın karakterlerle tanışıyor ve mizahi bir anlatımla karşılaşıyorsunuz.
Hikaye, fazla derin olmayan ancak aksiyonu destekleyen bir yapıya sahip.

Grafikler
1.Çarpıcı Görsellik
2.Dead Island 2’nin en dikkat çekici yönlerinden biri, görsel kalitesi.
3.Los Angeles’ın (namıdiğer Hell-A) açık dünyası, detaylı mekan tasarımları ve renkli bir görsel estetik sunuyor. Sahiller, malikaneler, şehir sokakları gibi çeşitli ortamlar etkileyici bir şekilde tasarlanmış.
4.Zombiler, korkutucu ve grotesk detaylarla işlenmiş. Parçalanma mekanikleri sayesinde zombilere zarar verdiğinizde vücutları gerçekçi bir şekilde tepki veriyor.
5.Işıklandırma ve gölge efektleri, özellikle gece sahnelerinde gerilim atmosferini artırıyor.

1.Dövüş Sistemi
Yakın dövüş odaklı bir mekanik sunuyor. Silahlarla zombilere karşı etkileyici ve tatmin edici saldırılar yapabiliyorsunuz.
Parçalanma sistemi (FLESH sistemi) sayesinde zombiler üzerinde yaptığınız her darbenin fiziksel bir etkisi
oluyor. Bu, dövüşleri oldukça tatmin edici kılıyor.
2.Silah Çeşitliliği ve Geliştirme
Farklı türde silahlar (balyozlar, bıçaklar, elektrikli testereler, ateşli silahlar vb.) bulabilir ve özelleştirebilirsiniz.
Silahlarınızı geliştirmek için çeşitli modlar ve malzemeler kullanabiliyorsunuz. Örneğin, bir kılıcı elektrikle
modifiye ederek daha güçlü hale getirebilirsiniz.
3.Karakterler ve Yetenekler
Oyuncular, farklı oynanış tarzlarına sahip 6 farklı karakter arasından seçim yapabiliyor. Her karakterin kendine özgü yetenekleri ve hikayesi var.
Yetenek kartları sistemi, dövüş stilinizi özelleştirmenizi sağlıyor.
4.Açık Dünya Keşfi
Oyunun açık dünyası, büyük ölçüde keşfe teşvik ediyor. Yan görevler, gizli hazineler ve ilginç NPC’ler bulabilirsiniz.
Ancak, dünya bir süre sonra tekrarlayıcı hale gelebilir.

Artılar
1.Muhteşem Grafikler ve Ortam Tasarımı
Los Angeles’ın renkli ve detaylı bir şekilde sunulması, oyunun dünyasını çekici kılıyor.
Tatmin Edici Dövüş Mekanikleri
Parçalanma sistemi ve dövüş hissiyatı, oyunun en güçlü yanlarından biri.
2.Hafif ve Mizahi Ton
Oyunun mizahi yaklaşımı, hikaye derinliğinin eksikliğini telafi ediyor.
3.Çeşitli Karakterler ve Silah Modifikasyonları
Her karakterin farklı yeteneklere sahip olması ve silah özelleştirmeleri oynanışı zenginleştiriyor.
4.Kooperatif Oynanış
Arkadaşlarınızla oynayabileceğiniz co-op modu, deneyimi daha eğlenceli hale getiriyor.

Eksiler
1.Hikaye Derinliği Eksik
Hikaye eğlenceli olsa da derinlik ve akılda kalıcılık açısından zayıf.
2.Tekrarlayan Görevler
Yan görevler bir süre sonra benzer hissettirebilir ve keşif mekaniği monotonlaşabilir.
3.Sınırlı Açık Dünya Etkileşimi
Büyük bir açık dünya sunulsa da çevre ile olan etkileşim sınırlı kalıyor.
4.Optimizasyon Sorunları
Bazı platformlarda küçük performans sorunları ve teknik aksaklıklar rapor edilmiş durumda.

Sonuç
Dead Island 2, derin bir hikaye sunmaktan ziyade eğlenceli ve aksiyon dolu bir zombi deneyimi yaşatmayı amaçlayan bir oyun. Grafikler, dövüş mekanikleri ve mizahi anlatımı ile zombi hayatta kalma türüne farklı bir tat katıyor. Tekrarlayan görevler ve hikaye derinliği eksikliği, uzun süreli oynanışta zaman zaman can sıkıcı olabilir. Ancak eğlenceli dövüş sistemi ve arkadaşlarla co-op oynanış, bu eksiklikleri büyük ölçüde telafi ediyor.
Puanım: 8/10
Eğer zombi oyunlarını seviyor ve eğlenceli, aksiyon dolu bir deneyim arıyorsanız, Dead Island 2 beklentilerinizi karşılayacaktır.