izigame.me

Days Gone, kıyamet sonrası bir dünyada, hayatta kalmaya çalışan eski bir motosiklet çetesi üyesi olan Deacon St. John'un hikayesini anlatan bir açık dünya aksiyon-macera oyunu. Oyun, Pasifik Kuzeybatı'nın ormanlık, dağlık ve karla kaplı bölgelerinde geçiyor ve görsel olarak oldukça etkileyici bir atmosfer sunuyor.
Oyunun temelinde hayatta kalma mücadelesi yatıyor. Etrafta dolaşan ve "Freaker" adı verilen salgın bulaşmış yaratıklar, yani bildiğimiz zombiler var. Ancak Days Gone'daki Freaker'lar bildiğimizden biraz daha farklı ve dinamik davranışlara sahipler. Özellikle sürü halinde hareket eden devasa grupları, karşılaştığınızda gerçekten gerilimli anlar yaşatıyor. Bu sürüler, oyunun en dikkat çekici ve korkutucu unsurlarından biri.
Deacon'ın en büyük yol arkadaşı ve en önemli aracı, motosikleti. Bu motosiklet sadece ulaşım aracı değil, aynı zamanda hayatta kalmanız için kritik bir rol oynuyor. Benzinini takip etmeniz, hasar gördüğünde tamir etmeniz ve geliştirmeler yapmanız gerekiyor. Motosikletiniz olmadan uzun süre hayatta kalmak oldukça zor.
Oyunun oynanışı, silahlı çatışma, yakın dövüş ve gizliliğin bir karışımını sunuyor. Elinizde tabancalar, pompalı tüfekler, keskin nişancı tüfekleri gibi çeşitli silahlar bulunuyor. Ayrıca tuzaklar kurabilir, patlayıcılar kullanabilir ve çevreyi kendi lehinize çevirebilirsiniz. Kaynak toplama ve eşya üretme (crafting) de önemli bir mekanik. Terk edilmiş binaları, kampları ve araçları araştırarak hayatta kalmak için gerekli malzemeleri bulmanız şart.
Hikaye ilerledikçe Deacon'ın geçmişi ve içinde bulunduğu dünyanın detayları yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Hayatta kalan diğer insan kamplarıyla etkileşime geçiyor, onlara görevlerde yardım ediyor ve güvenlerini kazanmaya çalışıyorsunuz. Bu kamplar, size yeni ekipman ve yetenekler kazanma imkanı sunuyor.
Days Gone'ın en büyük güçlü yanlarından biri, atmosferi ve dünyanın dinamikliği. Hava koşulları değişiyor, gece ve gündüz döngüsü oynanışı etkiliyor ve Freaker'ların davranışlarını değiştiriyor. Bu da her an tetikte olmanızı gerektiren bir deneyim sunuyor.
Uzun sözün kısası:
Days Gone, motosikletinizle kıyamet sonrası bir dünyada hayatta kalmaya çalıştığınız, sürükleyici bir aksiyon-macera oyunu. Devasa Freaker sürüleri, dinamik dünya ve motosikletinizin hayati önemi, oyunun en belirgin özellikleri arasında. Hikayesi yavaş açılsa da, zamanla sizi içine çeken bir derinliğe sahip. Görevler bir süre sonra tekrar etmeye başlasa da sıkılmıyorsun. Ayrıca ana karakterle bütünleşmek her oyunda başarılan bir şey değil. Days Gone sana Deacon St. John olduğunu fazlasıyla hissettirecek. Motoru sürmeye başladığında ne demek istediğimi göreceksin...

Zombi temasını sevenler için oynanabilecek en iyi oyunlardan. Hele bir de açık arazide motor sürmek gibi bir deneyimde hoşunuza gidiyorsa tadından yenmez sizin için. Oyun klasik zombi temasına sahip çok özel zombiler yok. Normal Zombi, Güçlü zombi, Bağıran Zombi, Velet Zombi (çocukken hastalık kapanlar) Koşucu Zombi (sadece hs ile ölüyor) Ama özel olarak sayılabilecek zombilerde var orada size sürpriz olsun diye söylemiyorum. İsteyenleri buradan okuyabilir: Oyunun ilk kısımlarında çok karşınıza çıkmasa da ilerleyen aşamalarda hastalığın bulaştığı hayvanları göreceksiniz. Kurt (çok yaygın) Ayı (yaygın) Karga (nadir) En güzeli ise sürüler. Sürü zombiler diğer zombi oyunlarından biraz ayırıyor bu yapımı. Bu tarz büyük bütçeli zombi oyunlarında sürü kavramı çok karşılaşmıyoruz, karşılaşsak bile bunu en iyi uygulayan yapım kesinlikle Days Gone.
Hikaye benim için yaani seviyesinin bir tık üstünde. Çok çarpıcı değil ama duygusal tema sevenler için uygun. TWD'nin Rick Grimes hikayesine bir tık benziyor. Ana karakterimiz salgının ilk aşamasında yaralanan eşi Sarah'ı bir helikopterle sağlık yardımı alması için gönderiyor. Gönderiyor diyorum çünkü kendisi için yer olsa da can yoldaşı Boozer için yer yok. O yüzden onu orada bırakıp gidemiyor. Tabi Boozer da yaralı o esnada. Hikaye bu şekilde başlıyor. Tabi duygusal tema demiştik Deacon bir türlü Sarah'ı arkasında bırakamıyor. Aradan yıllar geçmesine rağmen, gittiği kampta Sarahı bulamayınca öldüğünü kabullenemiyor. Aradan geçen 2 yıla rağmen Sarah'ı hiç unutmuyor. Hatta saldırıya uğramış kamp yerinde ona bir anıt mezarlığı yapıp ara sıra ziyaretine gidiyor. Olaylar bir şekilde gelişiyor ve hikaye Sarah'ı bul misyonu ile ilerliyor.
Oyunun sonu ile ilgili görüşüm için: Oyunun sonunda Sarah'ı buluyoruz. Bu yolda verdiğimiz kayıplarda var tabi Iron Mike gibi. Hatta bir ara Boozerıda kaybettik sanıyoruz vs. Ama genel olarak sonunu beğensem de basit ve sıradan geldi. Daha önceden tahmin edilebilirdi. Sarahın hastalığın yayılmasında payı olmasını öğrenmemiz gibi çarpıcı ters köşelerde var tabi.
Oynanışa bakacak olursak aslında temel düzey mekaniklerin çok da üstüne çıkan bir yapım görmüyoruz. Ama yetenek şeması, craft sistemi gibi özellikler sayesinde biraz çeşitleniyor. Ama ben Dying Light kadar başarılı bulamadım bunu. Yani karakterimizin oyunun ilk aşamalarında yapabildikleri ile yetenek şemasında fullediğimiz o aşamada da yapabildikleri arasında çok fark yok. Yakın dövüş, menzilli silahlar (sniper) bombalar molotoflar vs. güzel. Ekipman ve envanter zenginliği güzel. Yine de ben biraz daha özenilmiş oynanış mekanikleri beklerdim. En azından temel düzey mekanikleri gayet güzel yapmışlar.
Oyunun evreni, sanatı, müzikleri, sinematikleri zaten PS 'dan çıkma olduğu için çok iyi. Diyaloglar sağlam. Ama bazen çok konuşuyorlar. Gerçekten çok konuşuyorlar yoruyorlar.
Oyunda yan görevlerde zaman zaman iyi olsa da çok kısa süre içerisinde kendisini tekrarlar bir yapıya sahip oluyor. Düşman kampları temizleme keyif verdiği için ben sıkılmadım ama bu tarz yan görevler çok var. Kamp temizleme, belli bir alanı zombilerden temizleme, rehine kurtarma, kayıpları bulma vs. Oyun aslında bu görevleri yan görev değilde yanın yanı gibi tanımlıyor. Harita eventi desek daha doğru olur. Ama çoğu zaman ana karakterler veriyor bize bu görevleri.
Özetle zombi temasını seviyorsanız mutlaka oynamalısınız, birkaç yan görevin ardından eğer sıkılırsanız sadece ana görev rushlayıp bitirebilirsiniz. O akış hoşunuza gidecektir. Deacon St. John'a sevgi ve saygılarla <3

Yaptığı her işi kaliteli yapan ama piyasanın en iyisi dedirtmeyen bir oyun days gone,
Açıkcası youtuberlardan ve forumlardan biraz gömüldüğünü görünce kütüphanemdeki bu oyunu yaklaşık 2 sene sonra oynamaya karar verdim,keşke daha önce oynasaymışım dedim..
Kalitesi ile alakalı sıkıntılar var bu doğru
Eksik noktaları var mı var.
Ama oyun yaptıkları ve hikayesi ile kendine öyle bir bağladı ki keşke daha önce girseymişim dedirtti kendine,
Eksikler olarak;
Mantık hataları:Oyunda harbili saçma sapan hikayede veya cutscanelerde hatalar var(ana karakter toplu insan grubuna normal konuşma tonunda konuşuyor gibi)ama bunlar hikaye sararsa göz ardı edilebilir
Buglar:Fazla var diyemem ama bazı noktalarda komik hatalar olduğu bir gerçek
Düşman yapay zekası:Belki zor modda idare edebilir ama normal modda oynuyorsanız bir süre sonra o kadar kolay gelmeye başlıyorki insan şok oluyor
Kendini tekrar eden ana/yan görevler:İnsan gerçekten hayret ediyor ana görevlerde bile bu kadar tekrar edebilen (5-6 tane eğer hikeyeyi severseniz çok rahatsız etmeyebilir) bir görev dizisi yapmak akıl karı değil.Ya aceleye getirilmiş yada uzatılmaya çalışınca böyle komik tekrar görevleri olmuş.Yan hikayeler bazı noktalarda keyif verse bile genel anlamda zayıf demek doğru olur.
Gezinme:Ya gerçekten böyle tasarım hatası ben hayatımda görmedim.Birisi demedi mi arkadaş buralar saçma buraları niye böyle yaptık diye,gerçekten hayret ettim.Öncellikle harita içi gezme o kadar dertli ki yani oyun bana bas bas fast travel at geç diyor bu da bence keyfin içinden geçiyor.Zaten a noktasından b noktasına giderken bana sunduğun yan görevler ve loot imkanı çok az(çoğu zaman ana görevdeki lootlar yetti normal modda).E ben neden her yere giderken sürekli ama gerçekten %100 durup dururken saldıran çapulcular(hayır bide motordan düşürüp hem motoru bozuyorlar hemde saldırıyorlar sana bide kolaylar :D) aniden çıkan zombilerle uğraşayım ki bana bi mantık vermiyorsun bu yüzden abartısız her yere en yakın fast travela atlayarak gittim,güzel atmosferi deneyim edemedim ne yazıkki.
ZORLUK:Belkide en önemli kısım,Lan olum biriniz demedi mi abi bu çok kolay diye hayır demişki biri illaki zor çok zor hayvani zor bak manyak zor diye modlar eklemişsiniz yazsanıza normallin yerine kolay zorun yerine normal.Kaç defa dedim keşke zor modda oynasaydım diye sayamam yani hele hele benim gibi garantici her yere gitmeden önce gidip benzin alan falan biriyseniz yani yandınız çok kolay oyun.Gidin zor hatta daha zor modda oynayın keyfi çıksın benim şahsen zorluk kavramı 15. saatden itibaren tamamen bitti
Final:Eh işte bir finaldi daha sert yazılabilirmiş
---------------------------------------------------------
AKICILIK:bunu + mı - mi yazsam bilemedim o yüzden ortaya yazıcam çünkü oyunun bu süprizleri hem şok etti hemde keşke daha erken belli edilseymiş dedirtti.Oyuna girerken beklentim çok düşüktü ondan mı veya uzun zamandır canım zombili oyun mu çekiyordu bilmiyorum.İlk 5 saat inanılmaz keyifliydi sonra sıkıldım 5 saat sonra tekrar keyiflendi sonra tekrar yavaşladı yani dengesizlik var bu akıcılıkta neden anlamadım.
yani sanki oyun akacak ama izin verilmiyor gibi.
ama açık ara farkla bu aralar yaşadığım en ilginç deneyimdi bu tercih.Tam diyorum aha bitiyor yavaşladı hopp yeni yer yeni kısımlar tam dedim tamam şimdi kesin bitti hopppp tekrar yükseldi falan olm şunu az dengeleseydiniz keşke.
---------------------------------------------------------
+ LAR
- vuruş hissi : kötü diyenlere bakmayın yeterince iyi
-hikaye:klişe olsa bile keyifliydi gerçekten oyunun sıkıcı noktalarını bile aldı götürdü şahsımda
-Motor:atım benim tek kelimeyle müthiş hissettirdi
-Zombiler ve sürüler:Oyunda tek zorlayan kısım ve kısımlar zombiliydi hep.Zombilerine kesinlikle 9/10 verilir.
-Atmosfer:Kıymet sonrası küçük bir kasabalar topluluğunun ne yaşayabileceğini bence çok tatlı anlatmış ve göstermiş.
-Underrated:Kesinlikle.
----------------------------------------------------
Tavsiyelerim:
Oyunu zor modda oynayın yoksa harbiden 10-12. saatden sonra çok kolaylaşıyor
Rpg hissini kendiniz yaşayın yani şurda ne var burda ne var diyerek görevlerden kendinizi uzaklaştırın
Motorunuzu ve silahınızı geliştirmek önemli gidin yapın yan görevleri keyfiniz gittikçe artar
Her zaman sabredin çünkü yapımcılar ilginç şekilde çok dengesiz yapmışlar oyunun hızını tam sıkıldığınızdan patladığınızda gidip yeni yerleri açıyorlar vs yani az sabredin oynarken
son olarak indirimde falan alın oynayın kesinlikle değer
8/10