izigame.me

Oyuna ilk girdiğimde karşımdaki kişiler bir şeyler söyleyecek ben de onlara karşılık vereceğim, seçimlerime göre farklı konuşmalar olacak arada sırada da mini game tarzı kahve vs yapacağımı sanmıştım. Yanılmışım. Tek yaptığınız konuşmayı okumak ve bir sonraki konuşmaya geçmek, çok nadir kahve vs yapıyorsunuz o da eğlenceli değil çünkü malzemeleri sadece seçiyorsunuz( doğru sırayla) ve bu kadar. Yanlış içecek ya da doğru içecek olmasının bir katkısı da yok. ayrıca konuşmalar çok sıkıcı oyunu bitiremedim. Artık oyun bitsin diye yazıları okumadan sol tık spamlama kısmına geldim ama yine bitiremedim. İnsanların bu oyunu(oyun demeye bin şahit ister) neden sevdiğini de anlamadım. Ama anladığım bir şey varsa günümüzdeki oyunların uğraşılmamış, yarım kalmış olmasının sebebi coffee talk gibi oyunları sevenlerin olmasından kaynaklanıyor.

Oyun, sadece diyalog okumaktan ibaret. Ara sıra sizden kahve yapmanızı istiyorlar ve bunu da üç kez fareye tıklayarak hallediyorsunuz. Hepsi bu kadar. Oyunu hikaye odaklı olduğu için büyük beklentilerle almıştım, ancak inanılmaz derecede sıkıcı bir deneyim sundu. Freya'nın yazdığı kitap ya da gazeteye çıkan hikaye, zerre kadar ilgimi çekmedi.
Oyunda herhangi bir seçenek veya gidişatı değiştirme imkanı yok. Tek etkileşim, barista karakterine verdiğiniz isimle sınırlı ve bu da oldukça yüzeysel bir detay. Siz oyun karakteri gibi hissetseniz de aslında sadece bir isim koymuş oluyorsunuz; bu, oyun deneyimine hiçbir katkı sağlamıyor.
Belki ileride bir şeyler değişir diye bir süre devam ettim, ama hiçbir şey değişmedi. Sürekli sıkıcı diyaloglar ve komik olmayan esprilerle dolu bir döngüden ibaret. Oyun demeye bile bin şahit ister. İnsanlar bu oyunu nasıl bu kadar sevmiş ve olumlu yorum yapmış, anlamak mümkün değil. İndirimden almıştım, ama buna rağmen kesinlikle değmedi. Kesinlikle tavsiye etmiyorum.

Seattle’ın alternatif bir evreninde, akşamları açılıp gün ağarırken kapanan küçük ve samimi bir kafede, müdavim müşterilerimize hizmet veriyoruz. Her biri benzersiz bir kişiliğe ve kendine özgü hikayelere sahip olan bu müşteriler, yağmurlu Seattle gecelerinde loş ışıklar ve caz müziği eşliğinde, hem kendilerine hem de bize nostaljik ve sıcak bir his yaşatıyor. Siparişlerine uygun sıcak içecekler hazırlayarak, günlük hayatın dertlerinden bir nebze olsun uzaklaşmaya çalışıyoruz.
Coffee Talk, piksel art tasarımı ve hikâye ağırlıklı, rahatlatıcı atmosferiyle ön plana çıkıyor. Sakinleştirici atmosferini kelimelerle tarif etmek zor; ancak oyunun içinde kendinizi bulduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Son olarak, küçük bir not: Eğer insan ilişkilerinde yaralarınız ya da kırılganlıklarınız varsa, oyundaki bazı diyaloglar sizi derinden etkileyebilir. Ancak belki de bu, kendi duygularınıza dokunmanız için bir fırsat olabilir. İyi oyunlar.