izigame.me

Batman Arkam Origins, kronolojik olarak serinin ilk oyunu.
Arkham Asylum ve City olaylarının öncesinde; Batman’in genç, asabi, yalnız ve düşmanlarını yeni yeni tanımaya başladığı zamanları konu alıyor. Bu yüzden Batman’in karakter gelişimini yakından gözlemleyebiliyoruz. Hikâye en basit tabiriyle Black Mask’in bizi öldürmek için peşimize taktığı 8 suikastçıyla olan mücadeleyi anlatıyor. Oyun Noel arifesinde geçiyor ve bence karlı ve noir temada Noel atmosferi oyuna gayet yakışmış.
Oynanışa geldiğimizde ise savaş sistemi konusunda oyun Batman Arkham City ile hemen hemen aynı, üstüne pek yeni bir şey eklenmemiş. Olay mahallini inceleyip davalar çözdüğümüz bir dedektiflik sistemi eklenmiş ancak oyun yapmanız gereken her şeyi size söylediği için maalesef bu kısımlar etkileyici olmaktan biraz uzak kalmış. Neyse ki sonraki oyun Arkham Knight’da bu sistemi geliştirip çok daha iyi ve ayrıntılı yaptılar.
Şehrin atmosferi iyi olsa da maalesef şehir içinde gezmek yer yer işkenceye dönüşüyor çünkü kanca atabileceğiniz yerler çok kısıtlanmış. İlk defa bir Batman oyununda normalde keyifli olan seyahat etme kısmı sinir bozan duruma dönüştü benim için. Far Cry vari kule ele geçirme görevlerini yaparsanız açacağınız hızlı seyahat noktaları bu soruna bir nebze çözüm getiriyor.
İçerik konusunda ise Boss savaşları genel olarak iyi. Özellikle Deathstroke ile baş başa olan kapışmamız bayağı havalıydı. Ara sahnelerin de üzerine uğraşıldığı belli, izlemesi keyifli. Yan görevler diğer Arkham oyunlarına göre içerik olarak biraz zayıf. Riddler bu oyunda biraz konuşmak dışında pek yer etmiyor, Riddler bulmacaları elbette ki bu oyunda da var ancak hepsini tamamladığınızda karşılığında hiçbir şey almıyorsunuz. Ufak bir diyalog bile olmuyor aralarında. Bu yüzden biraz hayal hayal kırıklığına uğradım açıkçası.
Oyunu diğer Arkham oyunlarını yapan Rocksteady değil, WB Montréal stüdyosu geliştirdi. Muhtemelen risk almadan zaten iyi olan mekanikleri pek değiştirmeden yeni bir oyun yapmaya çalıştılar. Farklı olan tek şey yapımcı da değil. Aynı zamanda Batman ve Joker’in seslendirmenleri de farklı ancak buradakiler de çok iyi iş çıkarmışlar. Kevin Conroy ve Mark Hamill'in yerini iyi doldurmuşlar.
Benim için serideki en zayıf oyun olsa da kötü bir oyun kesinlikle değil. Eğer diğer Batman Arkham oyunlarını oynayıp bu oyuna yapılan kötü yorumlar yüzünden oynamakta tereddütte kaldıysanız oynamanızı tavsiye ederim. Kronolojik olarak ilk oyun olduğundan seriye başlamak için de iyi bir tercih olabilir.
10/7,5

Diğer Batman oyunları gibi bu oyunu da tavsiye ediyorum fakat serinin diğer oyunlarına kıyasla bariz çok daha zayıf bir oyun Origins. Öncelikle grapple mekaniği o kadar kütük ki keşke açık dünya olmasaymış, Arkham Asylum gibi yapıp geçselermiş. Bir görevden başka bir göreve gitmek hiç konforlu hissettirmiyor zevkli de değil. Diğer tüm oyunlarda (Arkham Asylum hariç, çünkü onda şehirde serbest dolaşmak gibi bir durum yok) hiçbir şey yapmadan şehirde süzülmek bile güzelken bu oyunda keşke görevden göreve fast travel olsa da uğraşmasak diye düşünmedim değil. Onun dışında dövüş mekanikleri zaten tam bir klasik ve aynı zamanda akıcı. Hikayesi zevkli ama ahım şahım bir olayı da yok, sonuçta Batman'in daha yeni yeni Batman olduğu dönemi oynuyoruz kimsenin bizden haberi bile yok. Grafikleri maalesef kötü, bazı karakterleri daha güzel modellemişler ama onlarda vasatın üstüne çıkamıyor. Yan görevleri ara ara yaptım ama geneli pek de merak uyandıran şeyler değil. Bütün Arkham oyunlarını oynamayı kafama koyduğum için başlayıp bitirdiğim bir oyun oldu, daha büyük bir beklentiye gerek yok.

Uzun uzun anlatmama gerek yok. Oyun dünyasının ve popüler kültürün sarsılmaz başyapıtlarından biri olan Arkham serisinin 3. oyunu. Rocksteady, Serinin finali olan Arkham Knight üzerinde çalışırken warnerbros bir ara oyun yapmaları için WB Montreal'den bir arkham oyunu istiyor ve işte arkham origins.
Montreal orijinaline ne kadar sadık kalsa da harita dizaynı konusunda rocksteadyi mumla aratıyor. Arkham city veya knight gibi terk edilmiş şehir konseptinde olmamasına rağmen sokaklar bomboş. Bir tane bile araba, insan yok (suçlular dışında). kanca atma mekaniği de eskisi kadar optimize değil. Kafana göre her yere kanca atamayıp hıyar hıyar koşman gereken anlar olunca oyunun akıcılığını etkiliyor.
Ufak tefek kötü yanları aradan çıkardığımıza göre ana yemeğe geçelim. Gotham Knights da yaptıkları gibi yine renk paleti konusunda döktürmüşler. Oyunun renkleri aynı anda hem gerçekçi hem de çizgi roman estetiği havasını mükemmel şekilde veriyor.
Adından da anlayacağımız gibi Batman'in gençliğini deneyimliyoruz. Yarasamızı polisler dahi tanımıyor. Bunun mükemmel kısmıysa diğer arkhamlarda tanıyıp aşina olduğumuz neredeyse herkesle bu oyunda tanışıyoruz. komiser gordonla girdiğimiz dramalar olsun, malum surpriz kötü karakter olsun tanışmamız oldu da bitti ye gelmiyor. Oyun baya iyi sunmuş. Sadece tanıdıklar değil, normal insanların/suçluların da ilk defa maskeli intikamcımızla karşılaştıklarını oyun boyunca tatlı sekanslarla sunulmuş şekilde görüyoruz. Kimisi korkuyor, kimisi polis sanıyor, kimisi öleceğini düşünüyor tam origin hikayesine yakışır bir dizayn seçimi.
batmanin toyluğunu da oyun boyunca öfkesine hakim olamaması, ufak amatörlükler yapması, dedektiflik yaparken zeka dan çok teknolojiye yaranması gibi detaylarla görüyoruz. Bu açıdan baya bi The Batman filmine benzettim. Polislerle münakaşaya girip diklendiğimiz sahneler özellikle resmen filme götürdü :D
kombat esnasında da yaptıkları yeni hareket eklentileri montrealin hareket animasyonu konusunda başarısını gotham knightsda olduğu gibi gösteriyor. Aynı boyda olduğumuz her düşmanı tek vuruşta yere devirebiliyorduk. Bu oyunda bazı düşmanlar ilk vuruşunuzu savurup size karşı atağa geçiyor. Bizim de ikinci vuruş için onun saldırısını savurmamız gerekiyor anca öyle düşüyor. Burada anlatınca basit gelse de kombat esnasında daha çok özgürlük sunduğu için ve o çekişmeli kavgayı daha iyi yaşatabildiği için baya önemli bir eklenti.
Serinin başını anlattığı için sakın seriye bu oyunla girme. Yoksa gerçek ilk oyun olan arkham asylum baya kütük gelir. Yarım bırakman işten bile değil.